İçinde yaşadığımız kapitalist düzen, insanlığın çoğunluğunun yoksulluk, savaşlar ve baskı altında yaşamasına neden oluyor ve doğayı tüm canlılarla birlikte geri dönülmez felaketlere sürüklüyor. Ekonomik kriz düzelmek bir yana giderek derinleşiyor. İşsizlik korkusu artarken işyerlerindeki çalışma koşulları giderek kötüleşiyor. Çoğumuz açlık sınırının altında bir gelirle yaşamaya çalışıyoruz. Barınma, giderek büyüyen bir kriz haline gelmiş; iş cinayetleri, sıradanlaşmış ve kanıksanmış durumda. Ve tüm bunlar toplumun geneline yansıyan ağır umutsuzluk ve çaresizlik hissi yaratıyor.
Bir kurtarıcı beklemek, seçimlerden medet ummak nafile
Aslında hepimizin içinde durmadan büyüyen, her an patlamaya hazır bir öfke var ancak işçi sınıfının geniş kesimlerinin örgütsüz olduğu ve bu düzeni ortadan kaldırmaya dönük bir politik alternatifin ortaya çıkmadığı koşullarda bu gidişat değişmeyecek. Patronlarla aramızdaki uzlaşmaz çatışma işyerlerinde her an devam ediyor ve her birimiz bunun farkındayız. Ancak işçiler olarak birleşmediğimiz, hayatı yaratmaktan ve kitleselliğimizden gelen gücümüzü örgütlemediğimiz takdirde, bu çatışma patronlar lehine sürüyor, sömürü ve baskı koşulları derinleşerek devam ediyor.
Bu durum; ırkçı, milliyetçi propagandanın kitleler arasında karşılık bulmasına, işçilerin kimlikler ve yaşam tarzları etrafında cepheleşmesine, birbirine düşmanlaşmasına neden oluyor. Bir kurtarıcı beklemek nafile. Defalarca umudumuzu seçimlere bağladık ve seçimlerle hiçbir şeyin değişmeyeceğini defalarca gördük. O zaman başka bir şey yapmak gerekiyor.
Peki, ne yapmalı?
Çağrımız bize katılmanız değil, işyerlerinde kendi iş arkadaşlarınızla bir araya gelmeniz, sorunları ve çözüm önerilerinizi birlitke konuşmanız ve birlikte mücadele etmeniz. Biz çalıştığımız yerlerde bunu yapmaya, işçilerin doğrudan katılımına dayalı, tabandan gayriresmi birlikler oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü bu gidişatı tersine çevirmek için bir araya gelerek mücadele etmekten başka şansımız yok. İşçiler olarak birbirimizden başka güvenebileceğimiz kimse yok ve gücümüz birliğimizden gelir. Bugün çeşitli işyerlerinde daha yüksek ücret talebiyle gerçekleştirilen ve birçoğu kazanımla sonuçlanan fiili grevler bize ne yapmamız gerektiğini gösteriyor. Ücretler ve çalışma şartları başta olmak üzere yaşadığımız sorunların üstesinden birlikte mücadele ederek gelebilir ve daha fazlasını yine birlikte başarabiliriz.
Biz değilsek kim, şimdi değilse ne zaman?